Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Bedri Rahmi Eyüboğlu


Bedri Rahmi Eyüboğlu (1913 - 1975),
Almanya’daki öğrenimini tamamlayarak yurda dönen Zeki Kocamemi’nin Trabzon Lisesi’nin resim öğretmenliğine atanması Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun (1911-1975) hayatına yön verdi. Zeki Kocamemi’den özellikle desen çalışmalarına dayalı sağlam bir resim eğitimi alan Bedri Rahmi, 1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin Resim bölümüne girdi. İki yıl Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı atölyelerinde çalıştıktan sonra, okulu bitirmeden Fransa’ya gitti. Bir ay kadar Paris’te, o yıllarda Türkiye’den Avrupa’ya giden sanatçılar arasında büyük rağbet gören André Lhote’un atölyesinde çalıştı. Akademi’de yarım kalmış olan eğitimini 1936 yılında tamamlayan ve ertesi yıl Lépold Levy’nin önerisiyle okulun resim atölyesi öğretmenliğine atanan sanatçı, bu görevi ölünceye kadar sürdürdü.

Bedri Rahim Eyüboğlu’nun sanat hayatının başlarında, üslubunun oluşma evresinde etkilendiği ilk ressam Van Gogh’tu. Daha sonra özellikle Duffy’nin doğrudan tuvale hızla çizilivermiş desenlerinden etkilenen sanatçı, bu desenlere resmin dokusundan bağımsız renk lekeleri katan resimler yaptı. Bu rahat, hızlı ve etkileyici anlatım, Bedri Rahmi’nin canlı, hareketli ve renkli kişiliğiyle de kolaylıkla örtüşüyordu. Gene o yıllarda «d »Grubu’nun etkinliklerine katılan Bedri Rahmi giderek, söz konusu bu sanatçıların sert geometrik biçimleri ön plana çıkaran analitik kübik anlayışına yaklaştı. Grubun diğer üyeleri gibi Matisse’in resmiyle ilgilenmesi, motiflerin görsel etkilerine yönelmesinde belirleyici bir rol oynamıştı.



Geleneksel değerlere bağlı resim yapma heyecanının sanat çevrelerini sardığı o dönemde, Bedri Rahmi de önce konu olarak yöreselliğe, sonra biçim olarak motifselliğe ulaşan bir araştırma dönemine girdi. Bu arada, araştırmacı ve atak kişiliğine uygun olarak sürekli yeni teknikler ve malzemeler deniyordu. Tuval yüzeylerinde boyadan başka malzeme kullanmayı, bunları plastik bir anlatımın bütünlüğü içinde eritmeyi ve değişik malzemelere değişik teknikler uygulamayı denedi. Bir yandan tuval yüzeyine kilim parçaları, kum ve cam kırıkları katması, diğer yandan mozaik ve duvar resmine yönelmesi bu arayışların ürünüdür.



Türk halk sanatı ile geleneksel Osmanlı el sanatlarını bir senteze ulaştırma çabaları da o yıllara rastlar. Yazmaları inceledi ve kendi yaptığı özgün kalıplarla birçok yazma örnek üretti.



1952’de, Sultanahmet’teki Bizans Büyük Sarayı’ndan kalma mozaik yer döşemesinin İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne devredildiği yıl ilgisini bu konuya yöneltti.
1958’de Uluslararası Brüksel Fuarı için yaptığı 272 m² mozaik panosuyla birincilik ödülünü aldı. 1959’da Paris’teki NATO Merkezi için yapılan ve bugün Brüksel’de bulunan 50 m² mozaik pano, Istanbul Hilton Oteli’nin, Ortaköy’deki Lido Yüzme Havuzu’nun duvar resimleri ve Manifaturacılar Çarşısı’nın duvar kabartmaları Bedri Rahmi’nin resim dışındaki en kapsamlı çalışmalarıdır.



Çok yönlü bir sanatçı olan Bedri Rahmi, gene halk sanatından aldığı esinle birçok şiir kitabı, ayrıca gezi ve deneme kitapları yayımladı. Otoportre desenlerini topladığı Binbir Bedros albümünden başka Karadut ve Babatomiler adıyla iki albüm daha hazırladı.
Çok yönlü bir sanatçı olan Bedri Rahmi Eyüboğlu, aynı zamanda karşısındakini kolayca etki altına alan renkli kişiliğiyle, bütün öğrencilerini peşinden sürüklemiş bir hocadır. Onun öğrencisi olan bütün ressamlar, geleneksel motiflerin rengini ve dilini büyük bir hayranlıkla benimseyerek savundular. On’lar Grubu’nun kurulmasında ve ilkelerinin belirlenmesinde de Bedri Rahmi’nin öğrencilerine aşıladığı bu sanat görüşünün doğrudan etkisi vardır. T.L.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, geleneksel süsleme sanatı ile halk sanatının zengin motiflerinden yola çıkarak özgün bir yoruma ulaşan ressam ve şair. Yazar Sabahattin Eyüboğlu’nun kardeşi, ressam Eren Eyüboğlu’nun kocasıdır. Ortaöğrenimini Trabzon Lisesi’nde yaptı. Öğrencilik yıllarında resim öğretmeni Zeki Kocamemi onu resme yönlendirdi. 1929’da İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi (bu gün Mimar Sinan Üniversitesi) Resim Bölümü’nün hazırlık sınıfına giren Bedri Rahmi, Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. 1931’de diplomasını almadan akademiden ayrılarak Fransa’ya gitti.

Önce bir süre Dijon’da, sonra da Lyon’daki çeşitli özel atölyelerde çalıştı. 1932’de Paris’e geçti, bir ay kadar André Lhote’un atölyesinde çalıştı. 1933’te Londra’ya gitti, aynı yılın sonlarında Türkiye’ye döndü. 1934’te yurtdışında ve Türkiye’de gerçekleştirdiği 30 resmi ile D Grubu’nun sergisine katıldı. 1936’da Eren Eyuboğlu ile evlendi ve aynı yıl, daha önce yarım bıraktığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin diploma sınavına girdi, “Hamam” adlı resmiyle birinci olarak diploma aldı. Aynı yılın sonlarında akademinin Resim Bölümü’ne Leopold Levy’nin asistanı olarak atandı.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yurt gezisi programı kapsamında 1938’de Edirne’ye, 1942’de Çorum’a gitti. Daha sonra Ses dergisinde sanat ve estetik konularında düzenli yazılar yazdı. Şiir yazmaya lise yıllarında başlamış İlk ürünleri 1932’den sonra Varlık, Yeditepe. Ses, İnsan gibi dergilerde çıktı. 1941’de Yaradana Mektuplar’la başlayarak Karadut (1948), Tuz (1952), Üçü Birden (1953), Dördü Birden (1956), Karadut 69 (1969), Dol Karabakır Dol (1974, 1995; bütün şiirleri) gibi birçok şiir kitabı yayımladı. Şiirlerinde de resim çalışmalarına koşut bir anlayışla halk edebiyatının zengin motiflerinden esinlendi. 1939’daki 1. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Arif Kaptan’la üçüncülük ödülünü paylaştı. 1942’de aynı sergide ikincilik, 1969’da Sao Paulo Bienali’nde onur, 1972’deki 33. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde birincilik ödüllerini kazandı.

 Bedri Rahmi Eyuboğlu öğrencilik yıllarında van Gogh’un renk ve biçim anlayışının etkisi altında kalmıştı. Fransa’da bulunduğu yıllarda ve Türkiye’ye döndükten sonra, o dönemde egemen olan kübist ve yapımcı akımlardan etkilenmedi, Duffy ve Matisse’in anlayışlarını kendisine daha yakın buldu. Türk halk sanatları ile Osmanlı sanatına bilinçli yönelişi bu yıllara rastlar. Özellikle Çorum’da inceleme fırsatım bulduğu geleneksel halk kültürü , bundan sonraki çalışmaları üzerinde etkili oldu. 1943’ten sonra bir süre renkçi anlayışta manzaralar, 1945- 47 arasında da “Mari’nin Portresi”, “Alis 1” ve “Alis II” gibi bir dizi portre gerçekleştirdi. 1950’den sonra Türk süsleme ve Anadolu halk sanatlarından yola çıkarak kübizm etkili geometrik yan soyut bir anlayışa yöneldi.

1950’deki Paris gezisinde Dekoratif Sanatlar Müzesi’ndeki zengin halk sanatı örneklerinden büyük ölçüde etkilendi ve dönüşünde yazma sanatına ağırlık verdi. Bu çalışmalarında halk sanatından esinlenerek, figürleri ritmik çizgilerle kaligrafik bir düzen içinde kullandı. 1950-52 arasında Bizans mozaikleriyle ilgilendi “Mürşid’in Evi” (1950), “Güzel İstanbul” (1951) gibi guvaşla yaptığı resimlerle elek baskılarında bu tekniğe benzeyen bir çalışma uyguladı. 1961’deki bir ABD gezisinden sonra bir süre zengin renklere, soyut biçimlere yöneldi. 1970’lerdeyse yeniden eski konularına dönerek toplumsal içeriği ağır basan resimler yaptı.

Eyüboğlu 1940’tan başlayarak bütün sanat yaşamı boyunca, resim çalışmalarına koşut bir anlayışla duvar resimleri, kabartmalar ve mozaik panolar yapmayı da sürdürdü. Ortaköy’de Lido Yüzme Havuzu’ndaki ve Harbiye’de Hilton Oteli’ndeki duvar resimleri, 1958’de Uluslararası Brüksel Fuarı için gerçekleştirdiği 272 m”lik mozaik pano (fuarın büyük ödülünü kazandı), l959’da Paris’teki NATO Merkezi için yaptığı ve bugün Brüksel’de bulunan 50 m mozaik pano ve İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki duvar kabartması (E. Eyuboğlu ile birlikte) bu çalışmalarından bazılarıdır.

Eyüboğlu’nun ayrıca Canım Anadolu (1953), Tezek (1975, 1987), Delifişek (1975) adlı gezi, Nazmi Ziya (1937) adlı monografi kitapları; ölümünden sonra yayımlanmış Yaşadım (1977) adlı şiir ve Resme Başlarken (1977, 1986) adlı deneme kitapları var dır. Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Eren Eyüboğlu’nun 1932-33 arasında birbirlerine yazdıkları mektuplar Aşk Mektupları (1996) adı altında yayımlandı. Bedri Rahmi’nin ayrıca çeşitli resim ve çizimleri Binbir Bedros (ös 1977), Babatomiler (ös 1978) ve Karadut (ös 1979) adlı albümlerde toplanmıştır. Ana Britannica


2 yorum:

  1. Bu güzel çalışma için teşekkür ederim, son derece yararlı oldu.

    YanıtlaSil