Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Cemal Tollu


Kendi deyişiyle « geçen yüzyılın adamı» olarak İstanbul’da doğan Cemal Tollu 1927’de Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Bir süre Elazığ’da resim öğretmenliği yaptıktan sonra 1929-1932 arasında Avrupa’da André Lhote, Fernand Léger, Hans Hoffman ve Marcel Gromaire’in atölyelerinde çalıştı. 1932’de yurda döndükten sonra Erzincan Lisesi resim öğretmenliği, 1935’ ten itibaren Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi müdür muavinliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi’nde atölye öğretmenliğine (1937), resim bölümü başkanlığına (1953) getirildi.

Tollu’nun ilk eserlerinde Gromaire atölyesinin etkileri görülür. Geniş düzlemlerle oluşturulan ve anıtsal kütlelere dönüşen figürsel anlatımın egemen olduğu bu döneminde, biçim ağırlığı ve desen ön plandadır. Birer heykel görünümüne bürünen figürler, bu etkiyi daha da vurgulamak için, iri gövdeleri ve kocaman elleriyle hemen ön plana yerleştirilmiştir. Bu yaklaşım Tollu’nun resimleıini kaçınılmaz biçimde deformasyona götürür. Bahçede Okuyan Kadın, Ilgın Ağacı veBalerin gibi eserleri bu abartılmış deformasyonun örnekleridir.

Tollu’nun 1940’ta, II. Devlet Resim ve Heykel sergisinde ikincilik ödülü kazanan Kompozisyon adlı eseri, konu seçimi ve kompozisyon düzeniyle Manet’nin Kırda Öğle Yemeği’ni (1863) çağrıştırır. Bu benzerlik Batılı ustaların eserlerini tekrarlamanın o dönem sanatçıları arasında ne kadar yaygın olduğunu gösteren örneklerden sadece biridir. 1950’lerin sonlarına doğru sanatçılar gözlerini Anadolu’ya çevirirler. Artık başlıca konulan tarlada çalışan, harman savuran «mutlu ve onurlu» köylüler ve kıyafetlerdir. Tollu’nun Ana ve Toprak, Ankara Keçileri, Kurban, Köylüler gibi tabloları bu dönemin ortak zevkini yansıtır.



Bu eserlerinde de görülen ve tuval yüzeylerini sert geometrik çizgilere ve renk lekelerine ayıran bir tür kübist yorum, Tollu’nun sanat hayatının sonuna kadar sürecektir. Bu yaklaşım, derinlik ve boşluk etkisini vurgulayan planlar, kesik, kırık, kalın çizgiler ve geometrik renk lekeleriyle belirlenir.


Hitit kabartmaları, Tollu’nun 1955’ten sonraki resimlerinin başlıca esin kaynağıdır. Bu kabartmalardaki gibi başları ve bacakları profilden, gövdeleri cepheden görünen figürler, geometrik biçimleri ve neredeyse bütün yüzü kaplayan gözleriyle yan yana sıralanır; kutsal hayvanları ve simgeleriyle Hitit tanrıları Tollu’nuni gelip yerleşir. 1962’den sonra yaptığı bir dizi resmin konusuysa, kübik biçimlerle tuvale aktarılan Mevleviler’dir.  T.L.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder