Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Coreggio, Antonio Allegri


Antonio Allegri  Correggio (1489- 1534)
Parma okulunun yetiştirdiği en büyük Rönesans ressamı. Son dönem yapıtlarıyla birçok barok ve rokoko sanatçısının üslubunu etkilemiştir.

Gençliği ve sanatının gelişimi. Babası, Correggio adlı küçük bir kasabada tüccarlık yapan Pellegrino Allegri’ydi. Doğduğu bu kentin adını alan Antonio, çoğunlukla ileri sürüldüğü gibi kendi kendini yetiştirmiş değildi. Daha ilk dönem yapıtlarına bakıldığında optik, perspektif, mimarlık, heykel ve anatomi konularında bilgisi olduğu anlaşılır. Bu da onun belli bir eğitimden geçtiğini gösterir. İlk resim derslerini Correggio’da, sıradan bir ressam olan amcası Lorenzo Allegri’den aldığı sanılır. 1503 dolaylarında Modena’da resim çalıştı, ardından da Mantova’ya geçti. Büyük olasılıkla buraya Erken Rönesans’ın en ünlü sanatçısı Andrea Mantegna’nın ölümünden önce vardı. Mantegna 1506’da ölünce, 5. Andrea Kilisesi’ndeki Mantegna ailesi şapelinin bezemelerini onun tamamlamış olduğu kabul edilir. “İsa’nın Mezara Konması” ve “Madonna ve Azizler” adlı iki yuvarlak resmin (tondi) genç Correggio’nun elinden çıktığı kesindir. Erken dönem yapıtlarından Mantegna’nın sanatını çok iyi bildiği anlaşılırsa da, üslubu aslında, Kuzey İtalyan Rönesans ressamlarının hemen hemen hepsini etkileyen Leonardo da Vinci’ye daha yakındır. Mantegna biçimi katı bir çizgiyle tanımlarken Correggio, ışık-gölgeyi Leonardo gibi, dış çizgileri yumuşatacak ve belli bir atmosferik etki yaratacak biçimde kullanmayı yeğler. Onun sanat yaşamının başlarında Roma’ya gittiğine ve Michelangelo ile Raffaello’nun Vatikan’daki fresklerinden etkilendiğine kesin gözüyle bakılmaktadır.

Correggio Mantova’dan ayrıldıktan sonra çalışmalarını Parma ve Correggio’da sürdürdü. Correggio’daki 5. Francesco Kilisesi için 1514’te yaptığı “Aziz Francesco Madonnası” adlı altar panosu, ona ait olduğu belgelenen ilk yapıttır. Gençlik döneminin en tanınmış yapıtları dinsel tutkuyu yansıtan ve renkleri gittikçe tatlılaşan bir dizi resimdir. “İsa’nın Doğumu” (Brera Resim Galerisi, Milano), “Müneccim Krallann Tapınması” (y. 1514, Brera Resim Galerisi, Milano) ve “İsa Annesine Veda Ederken” (1514-17, Ulusal Galeri, Londra) adlı resimler bunlar arasında yer alır.

Olgunluk dönemi resimleri. Parma’daki 5. Paolo Rahibeler Manastırı’ndaki başrahibenin kabul salonunun tavanındaki, büyük bir olasılıkla 1518-19’da gerçekleştirilmiş olan resimler Correggio’nun olgunluk döneminin ilk ürünleridir. Mantegna’nın 1494’te Mantova’daki kalede yaptığı duvar resimlerinden izler taşımakla birlikte bu resimler genelde bütünüyle özgün ürünlerdir. Başrahibe Giovanna de Piaeenza daha sonra Correggio’nun, gene Parma’daki 5. Giovanni Evangelista Kilisesi’nin kubbesinin resimlenmesi gibi çok önemli bir işi almasını sağladı. Correggio’nun 1520-23 arasında gerçekleştirdiği “İsa’nın Göğe Çıkışı” adlı kubbe freskini, aynı kilisenin apsis bezemesi izledi. 1587’de yok olan bu sonuncu yapıttan geriye yalnızca “Meryem’in Taç Giymesi” (Ulusal Galeri, Parma) adlı parça kalmıştır.

Parma Katedrali kubbesindeki “Meryem’in Göğe Çıkışı” (1526-30) Correggio’nun fresk alanındaki ustalığının doruğu sayılır.




Barok dönemin yanılsamacı tavan resimlerinin ilk örneklerinden biri olan dev boyutlu bu fresk, kilisenin kubbesini gök kubbeyle (Cennet) özdeşleştirir. Bulutlar arasındaki figürlerin resim mekanından taşıyormuş gibi verilmesi ise kısaltımın (rakursi) o döneme göre çok cesur ve şaşırtıcı boyutlarda kullanılmasının bir örneğidir.

Correggio’nun bunlar dışında, yalnızca birkaçının tarihi saptanabilen en ünlü yapıtları üçe ayrılır: Büyük boyutlu altar panoları ile az sayıda büyük boyutlu dinsel kompozisyon, kişisel tapınmayı gösteren ince ince işlenmiş küçük boyutlu resimler ve birkaç tane de mitolojik konulu link ve duyumsal sahne. Correggio’nun altar panolarının bir çoğu ikinci bir adla anılacak kadar çok tanınmıştır. Örneğin “Çobanların Tapınması” (y. 1530. Resim Galerisi, Dresden) “Gece”; “Aziz Hieronymus Madonnası” ise (Ulusal Galeri, Parma) “Cün” adıyla bilinir. Son dönem altar panoları, özellikle idealleştirilmiş figürlerin yarattığı, günlük yaşama özgü sıcak atmosferleriyle dikkati çeker. Bu içten ve sıcak şiirsellik, Correggio’nun “Meryem’in Çocuk İsa’ya Tapınması” (Uffizi Galerisi, Floransa) ya da “Sepetli Madonna” (1520-26, Ulusal Galeri, Londra) gibi kişisel tapınmayı konu alan küçük boyutlu resimlerinin de en belirgin özelliğidir. Buna karşılık “Azize Caterina’nın Mistik Evliliği”, 16. yüzyıl ortalarının ideal kadın güzelliğinin görsel bir tanımıdır. Boya dokusunun duyumsal güzelliğine tutkun olan Correggio bu son dönem çalışmalarında yağlıboya resmin bütün olanaklarından yararlanmış, aralarında “Danae” (Borghese Galerisi, Roma) ve “Ganymedes’in Kaçırılışı” ile “Jüpiter ve Io”nun da (Sanat Tarihi Müzesi, Viyana) bulunduğu bir dizi mitolojik resminde inanması zor sonuçlar elde etmiştir. Boyanın tuvale hafifçe sürülmüş izlenimi uyandırmasından ötürü konunun duyumsal niteliği daha da zenginlik kazanmaktadır.



Correggio’nun, başta Parmigianino’nun (1503-40) maniyerist üslubu olmak üzere, kendinden sonraki Parma resmini etkilediği görülür. Çok taklit edilmiştir, ama kendi yetiştirdiği önemli bir öğrencisi yoktur. 17. yüzyılın barok ressamları, özellikle de tavan resimleriyle tanınan Parmalı Giovanni Lanfranco (1582-1647) onun bezeme konusundaki düşüncelerini benimsemişlerdir. Fransız rokoko sanatçılarının neredeyse koruyucu bir tanrı katına yükselttikleri Correggio’nun büyük boyutlu altar panoları 18. yüzyıldaki gezici ressamların İtalya’da en çok kopya ettikleri yapıtların başında yer alır. A.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder