Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Erdağ Aksel


Türk heykelci. Tüketim ekonomisinin fetiş nesnelerinden de yararlanarak demir ve pirinçten ürettiği anıtsal, soyut kompozisyonlarıyla tanınır. Sanat öğrenimini ABD'de Morgantown'daki Batı Virginia Üniversitesi Yaratıcı Sanatlar Merkezi'nde yapmış, aynı üniversitede 1977'de katıldığı lisansüstü programını 1979'da tamamlamıştır. 1984'te İzmir'e dönen Aksel, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (e. E. Ü.) göreve başlamış ve 1985'te yeterlik derecesi almıştır. 1987'de Ankara Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'ne atanan sanatçı, halen bu okulda bölüm başkanlığı görevini de yürütmektedir. Aksel, ABD'deki öğrencilik yıllarında mekân ve çevre öğesinin sanat üzerindeki önemini ve etkisini araştırmaya başlamış ve üniversitenin tiyatro fuayesinde nesne ve belgelerden oluşturup Fuaye Yerleştirmesi adını verdiği ilk sergisini açmıştır. 1960'ların FOTO-GERÇEKÇİLİK akımı sanatçıları gibi Aksel de dayanıklı tüketim mallarının bire bir resimlerini üretmeye yönelmiştir. POP SANAT mantığının ileri aşamasındaki Foto-Gerçekçi yaklaşımların temeli, insanların çağdaş üretimlerinin, gene insanları ezmeye ve yok saymaya yönelikyeni fetişlerinin kara bir mizahla sunulmasıdır.


1985'te İzmir Amerikan Derneği Galerisi'nde sergilediği bu tür büyük boyutlu tuvallerinde sanayileşen dünyanın yeni fetişleri olan elektronik cihazları, buharlı ütüleri, mikserleri ve televizyonları betimlemiştir. Aksel, "Dayanıklı Tüketim Malları" adını verdiği bu sergisinde her yapıt için geçerli birer "garanti belgesi" düzenleyerek, resmin anormal bir biçimde ya da maksat dışı kullanımından doğacak arızaları kapsamadığını, sanatçı imzası ve satış tarihi bulunmayan belgelerin geçersiz kılındığını belirtmiştir. 1985'ten sonra heykel üretimine öncelik tanıyan Aksel, tüketim ekonomisine karşı dayanıklı heykeller olarak tanımladığı çalışmalarını 1988'de "Gerilim Nesneleri" adı altında toplamıştır. Bu yapıtlarda, nesnelerin ayakta durmasını sağlayan gerilim, cam ve metal gibi farklı malzemelerin arasında var olan gerilim, bütün nesnelerin doğasında varlığını koruyan içsel gerilim söz konusudur. Sanatçı daha sonra bu gerilimlerin karşıtlıkları ve uyumlarından yola çıkarak toplumsal kural, koşul ve değer ölçülerinin eleştirilerinin gerilimlerini yansıtan çalışmalara yönelmiş, anıtlaşan soyut metal düzenlemelerin gerilimli kurgusuna beklenmedik bir yalınlık ve karşıtlıkla güncel tüketim fetişlerini katarak günümüz yaşamını biçimlendiren ekonomi ve iş dünyasına göndermeler yapmıştır. Aksel'in bu bağlamda kullandığı kravat, telefon, teleks ve imza kalemlerinin yanı sıra endüstri ürünü cam şişeler ve cam fanuslar, bir yandan nesnelerin statik dengelerinin olanca zorlanmasına karşın dengede durabilmelerini belirleyen gerilimleri yansıtırken, öte yandan farklı malzemelerin gerilimlerinin ürpertici dirençlerini sergiler. Hepsi 1987 tarihli, bakır oksit, pirinç ve demir karışımı Kır-av-at, Kınlgan Komünikasyon ve Melos'lu Kadın bu dönem yapıtlarının örnekleridir.

"Gerilim Nesneleri"ni "Obeliskler ve Yıldızlar" adı altında toplanan büyük heykeller izlemiştir; her iki değer de kalıcılığın, bir başka deyişle ölümsüzlüğün simgesidir. Aksel, bir sokak levhasını anımsatan Burda Herkes adlı yapıtında, politik spekülasyonlarla yok edilmeye çalışılan insanlık erdemleri yerine konması amaçlanan ve değer boşluklarından yararlanan yozlaşmalara karşı alaycı yaklaşımını sergiler. Yıldızlı bir kürekle kalıptan çıkarılan bir yıldızı betimleyen Yıldız Yaparlar Yıldız (1991) bu yaklaşımın sanatsal gösterimidir. 1993 Venedik Bianeli'ne Burada ve Şimdi ve Eskiden adlı bir duvar düzenlemesiyle katılan sanatçı, bu yapıtında Fatih Sultan Mehmed'in sarayına davet edip portrelerini yaptırdığı Venedikli Gentile BELLINI'nin portrelerinin kopyalarıyla taçlandırılmış panolarda saatli maarif takviminin yapraklarının açılımından oluşan ve büyük bir zaman gösterimini bir arada ele alarak toplayan bir kompozisyon düzenlemiştir. Ay ve Güneş yıllarını bir arada gösteren takvim yaprakları dini ayları belirlemekte; düzenleme, Topkapı Sarayı Müzesi'nde saklanan kılıcının da içinde bulunduğu bir panoyla sınırlanmaktadır. Aksel bu işinde Doğu ve Batı geleneklerinin karşıt değerlerini vurgulamış; sağlam ve eksiksiz belgesel değerler üzerine kurulan, ama esnek olmayan Batı geleneğiyle, yazılı belge birikiminin önemsenmediği, bu nedenle de esnek yorumlara elverişli Doğu geleneğinin çarpıcı karşıtlığını ortaya koymuştur. K. Giray


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder