Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Grosz, George

George Grosz  (1893-1959)
Berlin Dada Topluluğu kurucularından biri olan ressam ve grafikerGrosz, yüzyılımızın en önemli politik ressamı sayılmaktadır. Weimar Cumhuriyetinin toplumsal bozukluklarını satirik karikatürlerle ortaya çıkardı ve faşizm tehlikesine karşı uyarılarda bulundu.

Georg Ehrenfried Gross Berlin’li bir lokantacının oğlu olarak dünya ya geldi. Çocuk altı yaşındayken babası öldü. Annesi ailesini geçindire bilmek için önce terzilik yaptı. Geliri yetmeyince üç çocuğuyla birlikte Pomeranya’ya taşındı ve burada alayın subay gazinosunu işletti. Oğlunun devlet memurluğunda ya da subay olarak kariyer yapabileceğini umuyordu. Ne var ki, çocuk onbeş yaşında bir öğretmenini tokatlayınca, okuldan atıldı, ve annenin planları suya düştü. Artık Gross için nefret ettiği çocukluğunun geçtiği çevreden çıkabilmek için, sanatçı olmaktan başka bir çıkar yol görünmüyordu.

1909’dan Sonra: Sanat Eğitimi;  Gross Dresden ve Berlin’de gördüğü sanat eğitimi sırasında yalnız karakalem resim derslerine girdi. Aralarında Simplicisshnus gibi satirik derginin resimleri ve afişler de olmak üzere, Gross değişik kaynaklardan kendine özgü bir stil geliştirdi. İlk dönem resimlerinde büyük kente duyduğu hayranlığı yansıtmakla beraber, işçi varoşlarındaki dünyayı da herhangi bir ahlaki kaygısı olmaksızın anlatmaktan geri kalmıyordu.

1914’ten Sonra: Savaşa Karşı;  1. Dünya Savaşı başlayınca topçu sınıfına alınmakla beraber Gross sağlık nedenleriyle 1915’te çürüğe çıkartıldı. Aynı yıl içinde tanıştığı Wieland Herzfelde ile çok üretken bir işbirliği geliştirdiler. İngiliz karşıtı propagandayı protesto etmek amacıyla adını George Grosz olarak İngilizleştirdi. Bundan böyle kendi kendine öğrendiği yağlıboya tekniğiyle deneylere girişti. Die Strasse (Sokak) (1915) ve Widmung an Oskar Panizza (Oskar Panizza’ya İthaf) (1917/18) gibi tablolarında fütürizmin ve ekspresyonizmin etkileri görülmektedir.
Biçimsel aspektler her zaman sanatının toplumsal fonksiyonundan sonra geliyorlardı. En çok sevdiği ifade aracı olan karikatürle, yükselmeye çalışan proleteryayı savundu ve savaşın çılgınlığına isyan etti.


1917 Ocak ayında Grosz ikinci kez askere çağrıldı. Üstlerinden birine el kaldırınca bir sinir hastalıkları hasta nesine yatırıldı ve Mayıs ayında ordudan çıkarıldı. Aynı yıl içinde çıkan litografi dosyası Berlin’deki Dadaizm’in ilk belgesi sayılmaktadır. Grosz 1919’da kendisi gibi düşünenlerle birlikte burjuva sanat anlayışına karşı savaşan Dada-Kulübünü kurdu.

Aynı yıl içinde Komünist Parti’ye girdi ve 1920’de eski üniversite arkadaşı Ev Peter ile evlenerek ondan iki çocuk sahibi oldu.

20’li Yıllar Neue Sachlichkeit (Yeni Nesnelcilik) Weimar Cumhuriyeti’nin siyasal ve toplumsal sorunlarını çok sayılı dosyayla yorumlayınca, kendini sık sık mahkemelerde hesap verirken buldu. Böylelikle Ecce Homo’ya (İşte İnsan) (1922) “pornografik bir yapıt” olarak el konuldu ve Grosz’a l924’te “kamu ahlakına saldırıda bulunmak”tan dolayı 6000 RM (Reichsmark) tutarında bir para cezası verildi. Devletin bu önlemlerinden hiç etkilenmeyen ressam, Komünist dergilere makaleler yazdı, devrimci nitelikteki edebi yapıtları resimledi ve Erwin Piscator’un Şvayk oyununa sahne dekorları yaptı.


20’li yılların ortasında giderek portre çalışmalarına yöneldi. Keskin karikatür niteliklerine karşın bu tablolarında yeni nesnelcilik gerçeğe sadık resimleme tarzına yöneldiği seziliyordu. Örneğin Alman Nasyonalistleri, askerleri ve darkafalı burjuvaları sergileyen Steckbriefe (Gıyabi Tutuklama Emirleri) adlı yapıtında olduğu gibi. Bu dönemin en ünlü yapıtı Die Stützen der Gesellschaft (Toplumun Destekleri, 1926) adlı tablosudur.


1933: Göç Etmesi Nasyonal Sosyalistler iktidara gelmeden birkaç gün önce, Amerika hayranı olan Grosz, New York’a gitmek üzere vapura bindi. Ne var ki yeni yurdunda iş alamadı. Amerikan toplumuyla doğrudan doğruya bir ilişki kuramadığı gibi, Almanya’da olup bitenler yüzünden sanatın bir propaganda aracı olabileceğine ilişkin inancını kaybetmişti. Eski ustaları incelemeye koyuldu ve geleneksel resim konularıyla yetindi. Alman uyruğundan resmen çıkarıldığı 1938 yılından sonra, Pieter Brueghel ve Hieronymus Bosch’a dayanak yaptığı apokaliptik tablolarında ancak şifreli bir biçimde toplumsal eleştirilerine yer verdi.

Son çalışmaları olarak yaptığı yapıştırmalı resimlerle Grosz, Pop-Art elemanlarına öncülük etmiş oldu. New York’taki Whitney müzesi l954’te Grosz için retrospektif bir sergi düzenledi. Almanya’ya dönüşünü (1959), yapıtlarının kabul edilmesine karşın, kişisel bir yenilgi olarak gördü. Uzun yıllardan beri alkole bağımlı olan 65 yaşındaki sanatçı, aynı yıl içinde Berlin’de solunum yetmezliğinden öldü.
Yüzyılın 100 Ressamı, Yenibinyıl.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder