Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Holbein, Hans


Hans Holbein (1497-1543)
Hans Holbein, 1497 veya 1498’de, o zamanlar uluslararası etkilere, özellikle İtalyan etkisine açık, parlak bir ticaret şehri, hareketli bir kültür ve sanat merkezi olan Augsburg’da doğdu. Ünlü ressam Yaşlı Hans Holbein, oğlunu kendi atölyesine aldı. Babasının eserleri sayesinde Hans, klasik sanatın ihtişamıyla ve XV. yy. sonu Flaman resminin değişik özellikleriyle tanıştı. l510-1515’e doğru Yaşlı Holbein’ın atölyesinin gözden düşmesi, genç Holbein’ı, doğduğu şehri terk etmek zorunda bıraktı. Ressam, kardeşi Ambrosius ile Basel’e yerleşti. Basel, o dönemde, matbaanın gelişimine bağlı olarak, sanatçılara daha büyük imkânlar tanıyordu. Holbein, 1516’da Basel’de, Erasmus’un Deliliğe Övgü adlı eserinin kenar süslemelerini yaptı; böylece yazarın dikkatini çekti. Erasmus, kitabının resimlerini de Holbein’dan istedi. Hümanistlerin çevresine girişi ve kişisel yetenekleri Holbein’ın ticaretle uğraşan burjuvaziden resim siparişleri almasını sağladı. Ressam, Basel belediye başkanının ve karısının portrelerini yaptı.

Holbein, 1517’den 1519’a kadar çok büyük süsleme projeleri ile uğraştı: babasıyla birlikte Luzern’deki Hertenstein konağının dış cephe süslemeleri, İtalyan Rönesans’ından esinlenen bir üslup gerçekleştirdi. Bu dönemde İtalya’ya bir yolculuk yaptığı sanılmaktadır. 1519’da Basel ressamlar loncasına giren Holbein, özelikle dini konularda eserler yaptı; Oberried mihrap arkalığının iki kanadına resimlediği Çobanların Tapınması ve Müneccim Krallar Tapınması (1521-1522); Son Akşam Yemeği ve İsa’nın Kırbaçlanması (İsa’nın çektiği acıları anlatan, beş sahneden oluşan eserinden ilk tablo). Bir mihrabın alt bölümünü süsleyen Ölü İsa (1521-1522) hastalıklı bir görüntüye sahiptir. Dini tablodan çok, gerçek anlamda bir portre olan bu eser Holbein’ın şaşırtıcı kompozisyonu ve cesur fırça vuruşlarıyla, Grünewald’ın geliştirdiği Alman dışavurumculuğundan güçlü izler taşır. Neredeyse bilimsel bir kesinlik içere eserin verdiği anatomik gerçeklik izlenimi nesnellikten kaynaklanır. Bu nesnellik, erken İtalyan Rönesansı’nm din dışı eğiliminde doğmuştur. Holbein’ın değişik kökenli etkileri karıştırma isteği, dönem eserlerinde belirgindir (mesela Gersier mihrap arkalığındaki Meryem, 1522). Ressamın portre anlayışı, Meryem ile Belediye Başkanı Meyer’in Ailesi (1526) adlı tablosunda açıkça görülmektedir. Geleneksel bir Alman korosunu ele almasına rağmen bu tabi Holbein’a, dil bir tasviri, klasik bir üslubun öne çıktığı dünyevi bir havayla işleme, üstelik daha sonra yeniden işleyeceği modelleri yaratma fırsatı verdi. Holbein’ın dini tabloları, alışılagelmiş dini eserlerden daha gerçekçi ve dekoratiftir.

 1523-1526 yıllan arasında Holbein’ın Fransa’ya bir yolculuk yaptığı sanılmaktadır. Bu yolculuk sırasında Leonardo da Vinci’nin eserlerini tanıma imkanı bulan ressam, hiç şüphesiz bunlardan etkilenerek, 1526’da Basel Katedrali’ndeki orgun kapaklarını Meryem ve azizlerin tasvirleriyle süslemiştir. Holbein, özellikle vitraylar için dini konulu birçok çizim yapmış; bunlarda, büyük ustalığının bütün imkânlarını kullanmıştır. Henüz sanatında ağırlık kazanmamakla birlikte portre, Holbein’ın bu dönemindeki eserlerinde yer almaya başladı. 1523’te, sanatçının yaptığı üç Erasmus portresinden her biri, büyük hümanistin kişiliğinin bir yönünü gösterir. Günümüzde Landford Casde’e korunan Erasmus portresi, Louvre’da bulunan gerçeklikten un ikinci portrenin tersine, ruhsallığa duyarlılık katar. Basel’de üçüncü portre, hümanist filozofu sessizce düşünceye dalmış olarak tasvir eden Bu üç portre, Holbein’ın ününün Almanya sınırı dışına çıkmasını sağladı.
Portreci desinatör
Basel’in kalkınması, Reforma bağlı ilk karışıklıklar sebebiyle yavaşlamış; sanatçılara verilen siparişler de azalmıştı. Bunun üzerine Holbein İngiltere’ye gitti. Thomas More’a Erasmus’un tavsiye ettiği sanatçı, More sayesinde İngiliz hümanistlerinin çevresine girdi. Thomas More’un Ailesi adlı resmi, Erasmus için çizdiği, açık ve aydınlık bir ortam izlenimi veren kopya sayesinde tanınmaktadır. Londra’ya bu ilk gidişinde kaldığı 18 ay boyunca Holbein, saray mensuplarının portrelerini yaptı: SirHenry Guilfort, Canterbury Başpiskoposu William Warham, kralın astronomu Niclaus Kratzer. Holbein, resim sanatının henüz pek gelişmediği İngiltere’de çok iyi karşılandı.

Ressam, 1528’de Basel’e döndüğünde belediye binasının süslemelerini bitirdi. Karısını ve çocuklarını tasvir ettiği Sanatçının Ailesi (1528-1529) adlı eserinde, Leonardo da Vinci’nin sanatından etkilenen kompozisyon ve ışık, daha ölçülü bir gerçekçilikle yumuşatılmıştır. Holbein bu tabloda, resmine hakim olan iki eğilimi kusursuz bir biçimde birleştirerek, sanatının tam anlamıyla ustası olarak ortaya çıkar.


Siyasi ve dini hayat gittikçe ivme kazanmaktaydı: l529’da her türlü dini resim yasaklandı; bağnazlık ve hoşgörüsüzlük Erasmus’u Basel’den kovdu. 1531’de dini eserler yok edildi. 1532’de Holbein tekrar İngiltere’ye gitti. Fakat Londra’da da durum değişmişti: Holbein’ın koruyucusu Thomas More’un kralla arası açılmıştı. 1532’den 1536’ya kadar, Anne Boleyn’in Taç Giyişi İçin Zafer Takı (1533) gibi birkaç dekoratif eser dışında Holbein kendisine birçok portre yaptıran, Londra’ya yerleşmiş Alman tüccarlar için çalıştı. Tüccar Gisze’nin Portresi (1532) modeli, mesleğini yansıtan bir dekor içinde gösterir: iş aletleri (kuyumcu terazisi, paralar); eşyaların Gisze’nin işini simgeleyen ve toplumsal konumunu gösteren, müşterilerin de görmeyi beklediği bolluk ve çeşitliliği. Dirk Tybis (1533) bu tür tasvirlere bir değişiklik getirmiştir. Model, önden görünüşüyle, daha gösterişli bir izlenim vermesi için bütün mekânı kaplar. Tabloda, modelin mesleğini belirten eşyalar bulunur fakat dekor yoktur. Tuval düzeninin çizgisel niteliği ve portrenin Raffaello tarzında ustaca çizilmiş gölgesiz hatları, keskin bir tanımlama anlayışıyla birlikte, ayrıntıların sentezini ifade etmeye katkıda bulunur.

Fizyonominin ve modelin toplumsal konumunun verdiği gerçeklik duygusunun ötesinde Holbein, insan figürü yoluyla, kendi hümanizm anlayışını yansıtma çabasındadır.
Holbein’ın Elçiler (1533) adlı büyük tuvalin başarısı, elde etmeyi çok istediği bir müşteri kitlesince tanınmasını sağladı.


Kısa zamanda sarayın gözde ressamı oldu. İtalyan portre sanatını kusursuz biçimde özümlemiş oluşu ile eşyaların ve kişilerin özelliklerine gösterdiği özen, ayrıca, ressamla modeli arasında koruduğu mesafe, Holbein’ın İngiliz aristokrasisi içinde kazandığı başarının belirleyici etkenleridir. Holbein, kralın çevresinden, doğan yetiştiricisi Robert Cheseman’in Portresi (l533) ile kendisini VIII. Henry’e takdim eden kralın başdanışmanı ve mühürdarı Thomas Cromvell’in Portresi’ni (1534) yaptı. VIII. Henry, l536’da Holbein’a kraliyet ressamı unvanını verdi. Portre ressamlığının yanı sıra Holbein, birçok dekoratif eser (resim veya mimari eser), minyatürler mücevher çizimleri gerçekleştirdi.

Saray portrelerinde daha muhteşem bir kompozisyon anlayışı ve daha gösterişli bir işleniş görülür. Kesin ve bütünlüklü bir biçim de canlandırılan modelin rahat, ihtişamlı ve güçlü bir görünüşü vardır. VIII. Henry ve Kraliçe Jane Seymoor portreleri (1536-1537) Holbein’ın ayrıntıya gösterdiği büyük özene birer örnektir. Elbisenin kumaşı, dikiş yerleri, danteller ve mücevherler, teknik ayrıntılarına varıncaya kadar resmedilmiştir. Hazırlık niteliğindeki birçok desen, bu titiz arayışın işaretidir. Kraliçe ölünce tahtta hak iddia edenlerin portrelerini yapmakla yükümlü olan Holbein, 1538-1539 yıllarında Avrupa’ya gitti ve Anne of Cleves ve Danimarka Prensesi Christina’ın portrelerini yaptı. Christina’nın portresi Brüksel sarayında yapıldı. Çok kısa bir poz verme süresinde gerçekleştirilen taslaklarda portrenin son hali için gerekli renklere ait bütün bilgi ve işaretler tespit edilmiştir. Genç prenses, loş ve nötr bir fon üzerinde yatar tasvir edilmiştir. Modele gösterilen özen cisimlere de gösterilmiş (kenarı kürklü mantolara, eldivenlere); ezici olarak nitelenebilecek ışık yüz ve elleri ortaya çıkartmış; modelin ihtişamının daha da belirginleştirmiştir. Fontainebleau okulunun eserleriyle, büyük ihtimalle de Clouet’nin desenleriyle karşılaşması, Holbein’ın sanatını etkilemiştir. Ressam boya kalemi tekniğini Clouet’den almıştır.





1540 tarihli VIII Henry portresinde kral, nötr mekânı tamamıyla kaplamakta, elbisesindeki ayrıntıların çokluğu dikkati dağıtmak şöyle dursun tasvire katkıda bulunmaktadır. Kralın yüzünün yansıttığı gerçeğe uygunluk ve doğallık, Çocuk Galler Prensi’nin Portresi’ nde de karşımıza çıkan Krallara has bir duruşla resmedilen prensin portresinde, yine yüz ve eller vurgulamıştır.
Holbein, bir Almanya yolculuğunda kendisine Basel şehrinde yapılan parlak tekliflere rağmen, mesleğini Londra’da sürdürmeyi tercih etti. Sanatçı, 1543’te, ününün doruğundayken bir veba salgını sırasında öldü. Yok olan birçok eseri, hazırlık niteliğindeki desenleri sayesinde tanınmaktadır (mesela 1542 tarihli Sanatçının Kendi Portresi). Holbein’ın gümüş uç veya tüy kalemle yaptığı; çoğunlukla sulandırılmış çini mürekkebi kullanarak belirginleştirdiği desenleri, çalışmalarının çeşitliliğini göstermekle birlikte (vitraylar, mücevherler, kuyumculuk eserleri, mimari süslemeler) bitmiş birer eserdir. En önemlisi de, desenler Holbein’ın üslubunun şu özelliğini portrelerden daha iyi kavramamızı sağlamaktadır:

eserin dekoratif yönü, hiçbir zaman modelden daha fazla önem taşımaz. Üstelik şekiller, ölçülü bir hacim görüntüsü ile ortaya konmuştur. Holbein’ın muhteşem eserlerinden pek azı günümüze kalmışsa da, portreciliği sayesinde sanatçı, döneminin en önemli ressamlarından birisi olmuştur. Axis


  Holbein’in olgunluk dönemi portrelerinde yüzeysellik ile derinlik arasında ilginç bir ilişki söz konusudur. Modelin çerçeve için deki konumu ve dış çizgileri özenle hesaplanmış, bu iki boyutlu imge. kadifenin, kürkün, tüylerin. dantellerin ve demin dokusal değerleriyle derinlik kazanmıştır. Holbein yalnızca saray ressamlığı yapmamış, aynı zamanda sarayın moda tasarımcısı olarak da çalışmış, başta kralın resmi giysileri olmak üzere pek çok tasarım yapmış, düğmeden tokaya, tören silahlarından atların koşum takımlarına ve kitap ciltlerine kadar saray için 250’yi aşkın zarif tasarım hazırlamıştır. Çalışmalarını bu alana yöneltmesi, Holbein’ın dokuya ve ayrıntıya duyduğu aşın ilgiyi ortaya koymakta, bunun yapıtlarında psikolojik derinliğe ulaşmasını engellediğı düşünülmektedir.

Holbein, hem portre, hem de çizimde bütün zamanların en büyük ustalarından biridir. Asıl başarısı VIII. Henry ile sarayını belgelemesi ve saray çevresinin genel beğeni düzeyini etkilemiş olmasıdır.
Holbein’ın, portrelerinde modellerinin karakterini ya da ruhsal eğilimlerini yansıtmaması kendi yaşamıyla paralel bir olgudur. Onun yaşamöyküsü. yaşamındaki çeşitli olayların sıralanmasından oluşur; kişiliğine ilişkin hiçbir bilgi yoktur. Kendi el yazısıyla yazılmış hiçbir not ya da mektup bulunmamıştır ve başkalarının ona ilişkin değerlendirmeleri de tutarsızdır, Holbein’ın en ünlü modellerinden Erasmus, onu bir yerde överken, bir başka yerde fırsatçılıkla suçlamıştır. Holbein’a sonsuz güveni olan tek kişi onu, eş seçiminde kendisine yardımcı olması için Kara Avrupası’na yollayan, sonra da yaptığı portreye güvenerek Anne of Cleves’le evlenen VIII. Henry idi.

Holbein kendisini büyük üne kavuşturan yapıtlarını; yaratıcı yeteneklerini engelleyeceği kaygısıyla kimsenin emri altına girmemesi ve tarafsızlığı sayesinde gerçekleştirmiştir. İnançlı bir Hıristiyan olsaydı ya da kendini döneminin çalkantılı olaylarına kaptırsaydı, sanattaki yeri çok daha farklı olabilirdi. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda sık sık, yapıtlarının tinsel bir içerik taşımadığına değinilmiştir. 16. ncı yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran din çatışmasının dışında kalabilen birkaç sanatçıdan biri olan Holbein’ın yaşamı ve yapıtlarında anlatımcı ya da duygusal öğelerden çok sanat kaygısı ağır basar, dışadönük özellikler egemendir. Ancak bu açıdan sınırlı bir başarı kazandığı söylenebilir. A.B.

2 yorum:

  1. merhabalar. öncelikle ellerinize, emeğinize sağlık internetteki en verimli bloglardan birisiniz. kendi adıma çok teşekkür ederim.
    hans holbein son zamanlarda ilgimi çekmeye başladı, portreleri kullandığı imgeler ona karşı merakımı arttırdı. onunla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. kaynak konusunda yardımcı olabilir misiniz acaba?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Ben de teşekkür ederim.

    Doğrudan Holbein'ı konu alan Türkçe kaynak bildiğim kadarıyla yok. Ancak Sanat Ansiklopedileri ve Sanat Tarihi kitaplarında biraz daha ayrıntıya ulaşabilirsiniz.

    Holbein'ın bazı resimleri Lacan gibi düşünürlerin de ilgisini çekmiştir.

    https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/617861

    Sayfa 56-57 yi okumanızı öneririm.

    https://www.tarihlisanat.com/hans-holbein-ve-elciler-tablosu/

    YanıtlaSil