Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Hundertwasser, Friedensreich


Friedensreich Hundertwasser (1928-2000)

Avusturyalı ressam ve mimar. Gerek figüratif, gerek soyut anlatımlı yapıtlarıyla iç dünyasının anlamlarım ve­ren, hemen tüm çağdaş sanat akımların­dan ayrı, değişik bu resim anlayışı yaratmıştır.
Asıl adı Friedrich  Stowasser olan Hunndertwasser, 1936 da Viyanada Montessori Okuluna girmiş, bu dönemde teknik ressam ve suluboyacı olarak do­ğal bir yetenek ve duyarlık sergilemiştir. 1948'de Viyana Akademisine giren sa­natçı, burada kaldığı üç ay boyunca 19.yy geleneksel suluboya manzara anlayışı üzerinde temel bilgiler edinmiştir. 1949'da Fransız sanata René Bro'yla bir­likte İtalya'ya gitmiş, Paris'e dönüşünde de onunla duvar resmi konusunda işbir­liği yapmıştır Sanata aynı yıl Çekçe'de 100 anlamına gelen sto hecesini Alman­ca Hunderte çevirerek "Hundertwasser" adını almış, 1969 dolayında da yapıtları­nı, izleyiciyi yeni biz bakış ve mutluluk dünyasına sokmayı amaçladığı için "ba­rış ülkesi" anlamına gelen Friedensreich sözcüğüyle imzalamaya başladığı gibi, sık sık da adına "yağmurlu gün" anlamı­na gelen Regenstag sözcüğünü eklemiş­tir. Bunun nedeni de, yağmurlu günleri sevmesi ve böyle havalarda renkleri da­ha panltılı ve ateşli olarak duyumsamasıdır. 1951 de Viyana Sanat Kulübü'nün üyesi olan Hundertwasser, bu dönemde anlatımcı soyutlamay'la serbest biçimli sanatı tanımış ve radikal bir biçimde dışavurumculuk'a yönelmiş­tir. Giderek daha soyutlaşan yapıtları, ay­nı zamanda simgesel ve düşsel figüratif öğeleri de içermekteydi.

 1953 dolayında kullanmaya başladığı sarmal biçim, bu tarihten sonra sanatçının üslubunda sü­rekli yer alan bir öğe durumuna gelmiş­tir. Bu sarmallar, kendisince yaratılış, ya­şam, kan dolaşımı gibi birtakım simgesel anlamlar yüklüdür. Giderek, Hundertwasser'in simgesel dünyasında sarmalın yönünün de, saat yönü ya da tersi olmak üzere ayrı anlamları ortaya çıkmıştır. Bu simgesel anlatımlar tümüyle kişiseldir ve izleyicinin söz konusu nitelikleri bir açıklama olmadan bulması güçtür. Bu sarmallar Klimt'ın çizgileriyle karşılaştırıldığında, Hundertwasser'in sert ve sıkı­şık sarmallarının jugendstil’in kıvrımlı dekoratif ritmiyle epey farklı olduğu görülmektedir.


Hundertwasser, sert ve acı renkleri birlikte kullanmış ve ışıltılı boyaları  yeğ­lemiştir. Erken dönem suluboyalarındaki hassas duyarhk son dönem yapıtlarında ortadan kalkmıştır. Sanatçı ykş.1954’te.  Gerçeküstücülük akımının otomatizm kavramından esinlenerek  “Trans Otomatta»" kuramını geliştirmeye başlamıştır. Bu kuram, izleyicinin bu sanat yapıtına tek ve belli bir yaklaşımından çok, bir dizi otomatik yaratma eylemine geçmesinme dayanmaktaydı Aynı zamanda, Hundertwasser'in sanatçının yaratıcı eyleminin dinsel bir dürtünün anlatımı olduğu, izleyiciye yeni bu barış vs neşe evreni açtığı yolundaki dü­şüncesi de sürmekteydi. 1857’de Roma’ya yerleşen sanatçı, 1989'da Ham­burg Sanat Yuksekokulu'nda konuk öğ­retmen olacak dersler varmış. 1960'larda Venedik, Viyana ve kuzey Fransa'da kalmıştı. 1961 tarihli Hokkaida Gemisi adlı yapıtı, hem sert renk karşıtlıklarını hem de her türden sarmalı içeren tipik bir örnektir. I970-72’de Hundertwassers Re­genstag (Hundertwasser'in Yağmurlu Günü) adlı film için Peter Schamom'yle işbirliği yapan sanatçı, 1971'de de Münih Olimpiyat Oyunları için afişler gerçek­leştirmiştir. Bu dönemde ayrıca Viyana ve Yeni Zelanda'da kent planlama tasa­rımlarıyla uğraşmış, 1974'te Yeni Zelanda için bir Koruma Haftası afişi yapmıştır. U.Tükel
E.S.A.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder