Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Monet, Claude

Claude Monet (1840-1926)
Bir bakkalın oğlu olarak Paris’te doğdu. Babasının işleri bozulunca 1845’te ailece Le Havre’a taşındılar. Monet 18 yaşındayken tanıştığı peysaj ressamı Eugéne Boudin ile birlikte açık havada resim yaptı. Monet özellikle ışığın etkisiyle doğada oluşan farklı renklerden etkilendi.

1960’lı Yıllar. Para Sıkıntıları Monet 1859’da, sanat eğitimi almak amacıyla Paris’e gitti. Iki yıl sonra askere alındıysa da, teyzelerinden biri ücretini ödeyerek sağlığı örselenmiş olan yeğenini askerlik hizmetinden kurtardı. Monet buna karşılık akademik eğitim alacağını taahhüt etti. Charles Gleyre’nin atölyesinde ders alırken, diğerleri yanında Frédéric Bazille, Auguste Renoir ve Alfred Sisley ile tanıştı. Paris yakınlarında kiraladığı bir evin bahçesinde 1866 yılında Frauen im Garten (Bahçedeki Kadınlar) adlı tablosu üzerinde çalışmaya başladıysa da, kirayı ödeyemeyince bu evden çıkmak zorunda kaldı ve tablosunu atölyede tamamladı. Monet 1870’te birlikte üç yaşında bir erkek çocuğa sahip bulundukları Camille Doncieux ile evlendi. Bundan bir yıl sonra kendisine babasından kalan mirasla Argenteuil’de satın aldığı evi, sanatçıların toplantı merkezi haline getirdi.

1874: Empresyonistler Sanat salonlarının gücünü protesto etmek amacıyla Monet 1874’te ressam ve heykeltıraşlardan oluşan bağımsız bir dernek kurdu. Bu derneğin aynı yıl içinde düzenlediği sergide Monet, Le Havre limanı üzerindeki sabah atmosferini yakaladığı Impression, Sonnenaufgang (izlenim - Güneşin Doğması, 1872) adlı tablosunu sundu. Güneşin portakal renkli yansımaları kırık gri tonlara dönüştükleri gibi, biçimlerle figürler yalnız hafifçe gösterilmiştir bu tablosunda. Eleştirmenler bu ressamlarla alay ederek, kendilerine hiç bir resmi tamamlayamayan “Empresyonistler” adını taktı.


Buna karşın Monet stiline sadık kaldı. 1876 sonunda Paris’in Saint Lazare Garında ressam sehpasını (şövale sini) kurarak istasyona giren trenleri günün değişik saatlerinde çizdi. Buradaki ilgisi birinci derecede, hızla değişen ve lokomotiflerin dumanıyla rengi dönen ışığa yönelikti.



Monet’nin eşi 1879’da öldü. Ressam, karısının ölümünü Camille auf dem Totenbeit (Camille Ölüm Döşeğinde, 1879) adlı tablosunda tespit etti. Bunun üzerine inzivaya çekilen Monet, 1880’de ilk kez empresyonistlerin her yıl düzenledikleri sergiye katılmayı reddetti ve bu yüzden eski arkadaşlarının sert eleştirilerine hedef oldu.
80’li Yılların Sonunda: Resim Dizileri 1889’da Paris’te ilk kez Monet’nin Retrospektif Sergisi düzenlendi. Ressam bu sıralarda Saman Yığını Dizileri (ya da diğer bir adla Samanlık Dizileri) üzerinde çalışıyordu. Saman yığınlarını günün ve yılın değişik zamanlarında çizerek ışığın farklı etkilerini keşfetti. Resmin merkezindeki tahıl ambarlarının kompakt biçimi zaman zaman ışığın içinde eriyormuşçasına bir izlenim bırakmakta ve so yut sanatı anımsatmaktadır. Bunun sonucu olarak Saman Yığını dizisinin soyut resim üstündeki etkisi büyük oldu. Bu tablolarının sergilenmesiyle Moıset 1891’de kesin olarak kabul edilen ressamlar arasına girdi; ve bundan böyle sanatı geçimini sağlamaya yetti.
1883’ten beri Alice Hoschedé ile Giverny’de beraber yaşayan Monet (evlilik tarihleri: 1892), bundan böyle aralarında kayak ağaçları, dağlar, çiçek tarlaları, Londra, Venedik olmak üzere hemen hemen yalnız dizi resimler üzerinde çalıştı.
1892-94 yılları arasında Rouen Katedrali’nin tablolarını gerçekleştirdi. Monet iki yıl boyunca katedral duvarının üzerindeki gelip geçici ışık efektlerini yakaladı. Bunu yaparken, motifine aşırı derecede yaklaşınca bütün ayrıntılar kayboluyorlardı Sayılan otuzu bulan resimleri, görülenlerin subjektif duyumsanımlarının tek ifadesiydiler. Monet bu şekilde bir zamanların empresyonist hedeflerinden (bir nesnenin o anki görüntü biçimiyle tasvir edilmesi) kesin bir şekilde kopmuş oldu.

1900’dan Sonra: Nilüfer Tabloları
Monet  satın aldığı Giverny’deki evinin bahçesini kendi tasarımlarına uygun olarak değiştirttikten Sonra (Nilüfer Gölü, Japon Köprüsü), yüzyılın dönümü sıralarında nilüfer resimleri dizisi üzerinde çalışmaya başladı. Her zaman birkaç re sim sehpası üstünde birkaç çalışması birden duruyordu. Her birine, ertesi gün aynı ışık koşullarında devam ede bilmek üzere, günde yalnız birkaç dakika ayırıyordu. l908’den sonra katarakt yüzünden görme yetisi kısıtlandı; 1911’de karısı ve ondan üç yıl sonra da oğlu öldü.

Monet kendisine l915’te 276 metrekare büyüklüğünde bir atölye yaptırdı ve burada 1916-26 yılları arasında büyük boyutlu göl peysajlarını gerçekleştirdi.



Geçirdiği göz ameliyatın dan sonra, l923’ten başlayarak kontürleri daha iyi ayırt edebildiyse de, renk algılanımı önemli derecede bozulmuştu. Depresif bir adam haline gelmiş olan sanatçı, 1926’da 86 yaşında Giverny’deki evinde akciğer sklerozuna yenik düştü.
Yüzyılın 100 Ressamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder