Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Munch, Edvard

Edvard Munch (1863-1944)
Askeri bir doktorun oğlu olarak Loten/Hedmark’da dünyaya gelen Munch, Oslo’da büyüdü. Annesi 1869’da tüberkülozdan ölünce, teyzelerinden biri Edvard’ı ve dört kardeşini büyttü Munch 16 yaşında Oslo Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne kaydını yaptırdıysa da, bir yıl sonra ressam olmak düşüyle mühendislik eğitimini bıraktı.

1886’da Güz Salonunda Das kranke Kind (Hasta Çocuk, 1885/86) adlı tablosunu sergileyince bir kızgınlık dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Munch bu tablosunda 15 yaşındaki kız kardeşinin tüberkülozdan ölümünü işlemişti. Stil itibarıyla o döneme egemen olan Natüralizm’den uzak olan yapıtı, şematik olduğu gerekçesiyle eleştirmenlerce suçlandı. Munch renkleri (boyaları) tuale bir kaç kat sürerek birbirlerinin içinde erimelerini sağladı.

1892’den Sonra: Lebensfries (Yaşam Frizi) Yılın büyük bir bölümünü Fransa’da geçiren Munch, 1889’da yayınlanan St. Cloud Manifestosuyla Natüralizm’den ayrıldığını resmen ilan etti. İki yıl sonra tamamladığı Melankoli adlı resminde giderek artan bir soyutluk göze çarpmaktadır. Munch renkli bölge leri sınırlandırdığı, kontür çizgilerine yer verdi. Çizgi, biçim ve renkleri basitleştirerek stilize etti. Bu yapıtıyla evli bir kadına karşı umutsuz bir aşk besleyen bir arkadaşının ruhsal durumunu ifade etmek istedi.

Munch 1892’de ilk kez Oslo Güz Salonu sergisine katılmakla, Norveçli sanatçılar çevresine sırtını dönmüş oldu. Aynı yıl içinde kişisel notlarına ve geçirdiği olaylara dayanan Yaşam Frizi üstündeki çalışmalarına başladı. Bu dinin en çok tanınan ve yorumlanan yapıtı, modern insanın yaşam korkusunu ve yalnızlığını simgeleyen Der Schrei (Çığlık, 1893) adlı tablosudur.


Bu resim Munch’ın bir gezi sonrasında başından geçenlere dayanmaktadır. “Güneş tam batmak üzereydi - bulutlar kan kırmızısına boyandılar. Ve bunların hepsini doğanın içinden gelen bir çığlık gibi duyumsadım.” Yaşam Frizi’nin sivrilen diğer yapıtları arasında Angst (Korku, 1894), Eıfer sucht (Kıskançlık, 1895) ve Verzwe iflung (Çaresizlik, 1989) bulunmaktadır.


90’lı yılların sonunda, Munch, o zamana kadarki yapıtlarına damgasını basmış olan korku ve çaresizlikten uzaklaşma anlamına gelen, ilk tablolarını gerçekleştirdi. Fruchlbarke it (Üretkenlik, 1898) adlı tablosuyla doğayla barışık olarak yaşayan insanı sundu. Giderek daha olumlu bir hal alan yaşam bakış açısı Kuzey’in kış gecelerini tasvirlerinde de ifade buldu.

1902’den Sonra: Ustalıklı Portreleri Munch Yaşam Frizi’ni yüzyılın başında tamamlayarak, 1902’de ilk kez izleyicilerin beğenisine sundu. Sanatçı bu sıralarda, sevgihisi Tulla Larsen ile ilişkilerinde yaşadığı zorluklar nedeniyle daha da artan alkol sorunlarıyla savaştı. 1902’de Larsen’den ayrıldı. Munch yılın büyük bir bölümünü geçirdiği Berlin’de, en çok aranan portre ressamları arasına girmeyi başardı. Tabloları son derece karakteristik olmaları nedeniyle çok iyi eleştiriler alıyorlardı. “Beynimle resim yaparım” prensibine sadık kalarak kendisine resimlerini yapması için sipariş veren insanları haftalarca tetkik ettikten sonra, birkaç saat içinde portrelerini yapıyordu.

1910’dan Sonra: Kendi Çöküşünün Belgelenmesi 1905’te, tümü neşeli bir atmosfer taşıyan Maedchen auf der Brücke (Köprüdeki Kız) adlı tablosunun on iki tane çeşitlemesini tamamladı.


Bundan iki yıl sonra da bazı resimlerinde Tulla Larsen ile yürütemediği ilişkisini konu aldı. Amor und Psyche (Amor ve Ruh) adlı tablosunda erkekle kadın, araya giren ışıkla bir daha barışamayacak biçimde birbirinden ayrı düşmüştür. Maraı’da erkeğin kadının yüzünden mahvoluşu gösterilmektedir. Munch çalışmalarında ekspresif, geniş fırça vuruşlarına yer veriyordu. Das grüne Zimmer (Yeşil Oda, 1907) adlı tablosu da, ressamın deney yapmasını seven Stilini yansıtıyordu.

1908 yılında bir sinir krizi geçiren Munch, sekiz aydan fazla bir akıl hastanesinde kaldı. Ardından Norveç’e yerleşen sanatçı kendisini burada daha çok -peysaj tasvirlerine adadı. Geç dönem yapıtlarının odak noktasında kendine acımaksızın çöküşünü belgelediği otoportreleri yer almaktadır. 1927’de Berlin ve Oslo ‘da Munch ‘un ilk retrospektif sergileri düzenlendi. II. Dünya Savaşı esnasında Alman işgalcileriyle her tür teması reddetmiş olan Munch, 1940’ta son otoportrelerini gerçekleştirdi. Ondan dört yıl sonra da 80 yaşında Ekely’de öldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder