Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Nurullah Berk


 Türkiye’de geometrik-figüratif bir yapımcılığın (konstrüktivizm) ilk temsilcilerinden olan ressam.
1920-24 arasında Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’nde (bugün MSU Güzel Sanatlar Fakültesi) Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. 1924’te Fransa’ya gitti, Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulunda Ernest Laurent’la çalıştı. 1928’de eğitimini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Bu yıllarda bir grup arkadaşıyla birlikte Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin kuruluş çalışmalarına katıldı. 1932’de yeniden Paris’e giderek bir yıl André Lhote ve Fernand Léger’nin atölyelerine devam etti. 1933’te Türkiye’ye döndü, aynı yılın eylül ayında Elif Naci, Zeki Faik Izer, Abidin Dino, Cemal Tollu ve Zühtü Müritoğlu ile birlikte, o dönemde Türkiye’de egemen olan izlenimci tutuma karşı, biçim olarak Batı’daki çağdaş sanat akımlanna koşut kübist ve yapımcı bir tekniği getiren D Grubu’nu kurdu.
1947’de grup dağılıncaya değin sergilerine katıldı; dergi ve gazetelerde sanat ve estetik konusunda yazılar yazdı; Türkiye’de sanat eleştirmenliğinin ilk örneklerini verdi. 1930’ların sonlarına doğru bir süre Cağaloğlu Ortaokulu’nda resim öğretmenliği görevinde bulundu. 1939’da Güzel Sanatlar Akademisi’ne (bugün MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi) asistan olarak girdi. 1940’ta Cumhuriyet Halk Partisi’nin yurtiçi gezi programları içinde Amasya’ya giderek bir süre çalıştı. Akademideki görevi sırasında, 1946’da bir yıl süreyle Paris’e gitti. Araştırma ve incelemelerinin yanı sıra Uzakdoğu yapıtlarının sergilendiği Cernuschi Müzesi’nde, Rene Grousset’nin önerisiyle “Bugünün Türk Resmi, Dünün Türkiyesi” adlı bir sergi düzenledi. 1953’te Suut Kemal Yetkin’le birlikte UNESCO’ya bağlı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birliği’nin Türkiye ulusal komitesini kurdu.

1962-69 arasında İstanbul Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin (bugün MSU Istanbul Resim ve Heykel Müzesi) müdürlüğünü yürüttü. Bu görevi sırasında Strasbourg Avrupa Konseyi Sanat Uzmanları Toplantısı’na “Doğu-Batı” adlı bir rapor sundu. Bu rapor, Batılı sanatçıların bir araya gelip Doğu uygarlıklarının gelenek ve estetiğinden etkilenerek Strasbourg’da 1972’deki ünlü sergiyi açmaları gibi önemli bir sonucu hazırladı. Berk 1947’de Ahmet Çanakçılı Odülü’nü, 1966’da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi birincilik ödülünü, 1975’te de 9. DYO Ödüllü Resim Yarışması’nı kazandı.
Daha öğrencilik yıllarında klasik akademik beğeniye karşı çıkarak yeni arayışlara yönelen Berk. Paris’teki eğitimi sırasında kübist anlayışa yakınlaştı. 1932’deki ikinci Paris gezisinde hocaları Léger ve Lhote’un kütle ve hacim anlayışından etkilendi. 1933’te Türkiye’ye döndükten sonra D Grubu içinde “İskambil Kağıtlı Natürmort”ta (1933, IDRHM) olduğu gibi, bütünüyle geometrik biçimlere dönüştürülmüş bireşimci (sentetik) kübizme yöneldi.


İlk yıllardaki bu geometrik kompozisyonları. 1945’ten sonra yerlerini giderek doğa gözlemine dayanmayan, ama doğadan bazı göndermeler içeren iki boyutlu yüzeysel denemelere bıraktı. Berk 1947’den sonra Doğu geleneği ile Batı’nın sanatsal biçimlerinin bileşimini kübik bir anlayışla ve yer yer kaligrafik değerlerle yansıtmaya, 1950’lerde ise resimde bütünüyle çizgisel ve iki boyutlu bir kuruluşa yöneldi. 1950’lerin sonlarına doğru yöresel örge ve öğeleri araştırmaya, minyatür ve yazmalardan yola çıkarak bunları çağdaş Batı teknikleriyle biçimlendirmeye başladı. 1960-64 arasında “Balonlu Çocuk” (1964, IDRHM), “Fırtına” (1963, IDRHM) ve “Ütü Yapan Kadın” gibi yarı soyut yapıtlar verdi. 1964-68 arasında kısa bir süre salt soyutlamaya yöneldi ve “Bulutlar” (1965, IDRHM), “Dalgalar” (1967, IDRHM) gibi bir dizi resim gerçekleştirdi.


1950’lerin”Ütücü Kadın”nda görünmeye başlayan yöresel örgeler, 1970’ten sonra bütün resim yüzeyine yayıldı. Berk bu yapıtlarında, eski Türk sanatının yan soyut tavrına ve renk anlayışına bağlı kalarak çalıştı. Çoğunlukla pastel renkleri kullandı ve güçlü dış çizgilerle Türk sanatının girift bezemelerinde görülen akıcı çizgilerden yararlandı.
Berk resim çalışmalarının yanı sıra çeşitli kitaplar da yazmıştır. Bunlar arasında Modern Sanat (1932), Leonardo da Vinci (1933), Türk Heykeltıraşları (1937), Türkiye’de Resim (1943, La Peinture Turque (1950; Türk Resmi), Belliniler (1951), Resim Bilgisi (1964), Resim ve Heykel Müzesi (1972), 50 Yılın Türk Resim ve Heykeli (1973, Hüseyin Gezer ile birlikte), Fikret Mualla, Türk ve Yabancı Resminde İstanbul (1977) sayılabilir. Ana Britannica



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder