Auguste Renoir (1841-1919)
Limoges’da dünyaya gelmiştir. Resme olan yeteneğini gören babası onu 13 yaşında iken bir porselen yapımcısının yanına verir. Orada seramik üzerine resim yapıyordu. Daha sonraları, geçim kaygısıyla stor ve yelpaze de boyamıştır. Bu arada para biriktirmiş ve 1862’de Güzel Sanatlar Okuluna yazılmıştır. Bir yandan Gleyre’in atelyesine devam eden Renoir, orada Monet’ye, Basille’e ve Sisley’e rastlar. 1864’de atelye kapanınca arkadaşları ile birlikte oradan ayrılır. 1864 Devlet Resim Sergisinde Esmeralda adlı eseriyle boy gösterir. Ertesi yılın sergisinde ise Sisley’in Portresi ile Yaz Gecesi tabloları yer alacaktır.
Renoir’ın ilk resimleri Diaz’ın, Courbet’nin etkilerini taşırsa da Renoir 1868’den sonra Monet’nin etkisine girmeye başlar, 1868 ve 1869 da Ville d’Avray’de, ya da Croissy adasının bulunduğu yerdeki Seine kıyılarında Monet ile birlikte çalışır. Burada yaptığı La GrenouiIlère tablosu Monet’nin ayni addaki tablosunun konusunu işler. Ama aynı yıl içinde yaptığı Sisley’in Evi gene Courbet’yi hatırlatır.
1870 Savaşını Bordeaux’ süvari birliğinde geçiren Renoir, savaş bitince gene Paris’e gelir. Ama sık sık Bougivale, Saint-Cloud’ya, Louveciennes’e giderek açık havada çalışır. Renoir, doğadaki ışık ve renk üzerine eğilen Monet’nin yanı sıra günlük hayatı resimlerine konu alan Manet’nin etkisine de kapılır. 1876’de boyadığı Moulin de la Galette bu ikili etkiyi belirli bir biçimde gösterir. 1873’te gene Monet ile aynı konuda birer tablo yaparlar: Marc aux Canards.
İzlenimcilerin ilk sergisini düzenleyen Renoir’dır. Renoir bu yıllarda yaptığı portreler hep açık havada yapılmıştır. Oysa Monet ile Pissarro’nun açık hava çalışmaları, daha çok, manzara resimleridir.
Ama 1879 yılında Devlet Resim sergisine resim vermeyi yeğler. Bu yıldan sonra Renoir devlet sergisini izlenimcilerin sergisinden üstün tutmaya başlar ve az çok arkadaşlarından ayrılmış olur.
1881 martında Cezayir’e gider ve aynı yılın sonbaharında İtalya’ya geçer. Venedik’te, Roma’da, Floransa’da, Napoli’de, Pompei’de, dolaşır. 1882 yılı ocak ayında Palermo’da Richard Wagner’in Portresi’ni boyar. 1883 sonbaharında Renoir, bu kez Monet ile gelir İtalya’ya ve bir süre Cenova’da kaldıktan sonra gene Monet ile birlikte Estaque’e Cézanne’ın yanına gider.
İngresci dönem araştırmalar
1881-1882’de İtalya’da bir süre kalan sanatçı, orada Floransalı ustaları, Raffaello’yu, Pompei’deki freskleri yakından inceleme fırsatını buldu. 1883-1884 yılları arasındaysa izlenimciikten daha da kopmuş olduğunu açıkladı: 1883’e doğru bir kopukluk olduğunu söyleyen sanatçı, izlenimciliğin sonuna kadar gittiğine ve belli bir noktadan sonra ne resim yapmayı, ne de desen çizmeyi bildiği sonucuna vardığına, kısacası çıkmaza girdiğine inanmıştı.
Renoir’ın “kuru” ya da “Ingresvari” (1889-1890) olarak nitelenen yeni çalışma döneminin başlıca özelliği, desenin daha belirgin olması ve aplalara yer vermesidir (yani renkleri düz olarak sürmesi); daha sonra figürleri belirgin konturlarla çevirmeye ve ışığı tekdüze bir biçimde dağıtmaya başladı.
|
---|
1891’de Tamaris-sur mer’e, 1892’de İspanya’ya gider. Böylece hayatı Paris’teki atelyesi ile yolculukları arasında geçer. 1893 kışını Beaulieu’de geçirir. 1897, 1898 yıllarında ise Dieppe yakınlarındaki Berneval’de kalır.
1898 yılında romatizmaya tutulur. Ama İtalya’da ve Fransa’daki kaplıcalar onu iki yıl içinde bu derdinden kurtarırlar. 1900’de Légion d’honneur nışanını da alan Renoir 1901’de yeniden Cannes yakınındaki Trayas’a gider. Kışı orada geçirir. 1903 de Cagnes’da bir yer satınalıp ev yaptırtır. Hayatının geri kalan bölümünde kışları hep burada geçirir.
1905 yılı Sonbahar Sergisi’nde sergilediği resimlerle tam bir zafer kazanır. Ama romatizma ağrıları yeniden başlamıştır. 1912’de artık fırça tutamayacak bir hale gelir. 1919 ağustosunda Louvre müzesi Bayan Charpentier tablosunu satın alınır.Kendisi de 3 aralık 1919’da Cagnes’da ölür.
Fransız Resminde İzlenimcilik, Salâh Birsel, Dost Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder