Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Rothko, Mark

Mark Rothko (1903-1970)
Marcus Rothkowitsch, Yahudi bir eczacının oğlu olarak Lituanya'nın Dwinsk kentinde doğdu. Babası 1910 yılında ABD'de Portland/Oregon'a göç etti ve ailesini 1913'e kadar orta­ya getirtti. Babası 1914'te ölünce, Marcus gazete dağıtmak ve orada burada bulduğu işlerle eğitimini fi­nanse etmek zorunda kaldı.
1921'den Sonra: Eğitim Yılları Roth­kowitsch 1921'de aldığı bir bursla Yale Üniversitesi'nde sanat eğitimi alma fırsatını elde etti. Ne yazık ki al­tı ay sonra Yahudi karşıtı eğilimler yüzünden bu elit okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bunu izleyen zaman­da kuryelik ve garsonluk yaptı. Bir müddet bir terzi atölyesinde elbise patronları tasarladıktan sonra, 1924'ten sonra New York'ta Art Stu­dent's League'e (Sanat Akademisi­ne) yazıldı. Aldığı bu eğitime karşın, sonraları kendisini hep otodidakt olarak niteledi. 1929'da Brooklyn'de sanat öğretmenliğine atandı. 30'lu yıllarınbaşında mücevher (takı) tasarımcısı Edith Sacher ile evlendi (40'lı yılların başında boşandı; 1945'te çocuk kitapları resimleyen Mary Alice Beistle ile ikinci evliliğini yaptı). Aynı dönemde sonraki soyut ekspresyonistlerden Arshile Gorky, Willem de Kooning ve Jackson Pollock ile temasa geçti. Rothkowitsch 1933'te düzenlenen kişisel sergisinde peysaj ve kent tasvirleri olduğu ka­dar portre ve nü çalışmalarını da izleyicilerin beğenisine sundu. Bundan iki yıl sonra New York'lu birkaç sa­natçıyla birlikte ekspresyonistlerin bir topluluğu olan The Ten'i (On'lar) kurdu. 1938'de Amerikan uyruğuna kabul edilen Rothkowitsch, adını Mark Rothko olarak değiştirdi.
40'lı Yıllar Stilini Bulması Rothko'nun 40'lı yıllardaki yapıtlarında Sürrealizmin kuvvetli etkisi görül­mektedir. Gerçekleştirdiği düşsel kent manzaralarına ve biomorf sualtı dünyalarına gizemli adlar veriyordu. Zaman geçtikçe, lokalize edileme­yen, flu bir fon önündeki biçimlere yer veren yapıtları, daha soyut bir hal aldılar. Rothko 1946/47 sıralarında ünlü olmasını sağlayan kedine özgü, başkasıyla karşılaştırılamayacak re­sim figürünü buldu. O zamana kadar kullandığı biçimleri birkaç ya içeri­sinde yumuşak, iç içe akan kontüriü, yoğun renkli yatay dikdörtgenlere in­dirgedi. 50'li yıların başından sonra resimlerinin kurgusu bir daha değiş­medi.


O zamanın tipik resim adları Siyah, Menekşe Rengi ve Sarı, Turun­cu Üstünde (1951/52) ya da Toprak Kırmızısı ve Yeşili’dir. (1955).

Rothko resimlerini herhangi bir şekilde gerçeğe yakıştırılmasını redde­diyordu. Mekânı doğrudan doğruya renk aracılığıyla duyumsatmak isti­yordu. Bu mekân duygusunu ilk kez çocukken, Oregon'da beyaz sise bü­rünmüş olan bir manzara gördüğün­de, bilinçli bir biçimde yaşamıştı.

50'li Yıların Ortası: Başarıya Ulaş­ması 50'li yılların ortasından sonra bir taraftan sanatçı olarak giderek takdir toplarken, diğer taraftan aşırı alkol bağımlılığı ve nörotik krizleri artmaktaydı. Renkli alan (bölge) res­minden etkilenen soyut bir ressam olarak sınıflandırılmayı, Rothko hiç­bir zaman kabul etmedi. İlgi alanı sa­dece trajedi, ekstaz (kendinden geç­me), ölüm gibi ilkel insani duyguları ifade etmeye yönelikti. Bunu yapar­ken insanlara dinsel deneyimler ka­zandırmak istiyordu. Yapıtlarının metafizik yönünü vurgulamak için sergilerinde ışıkların kasılmasını ıs­rarla talep ediyordu. Böylelikle renk­li blokları sonsuzlukta uçuyor gibi algılanıyorlardı. Çerçeve kullanmama­sı da bu izlenimi kuvvetlendiriyordu. Renkli alanlarını tuvalin ucuna kadar götürdüğü için, resimleri duvardan çıkmışçasına optik bir yanılsamaya neden oluyorlardı.
60'Iı Yıllar: Depresyonlar Rothko'nun yapıtları 60'lı yıllarda daha büyük ve daha koyu renkli oldular.


Kuvvetli kırmızı, oranj ve sarı tonla­rın yerini koyu kahverengi, menekşe rengi ve siyah renkler aldı. Müzeler tablolarına sürekli talip oldukları halde, Pop-Art'ın doğuşu Rothko'nun paniğe kapılmasına neden ol­du.


Kaba saldırılarla bu sanat akımı­nın temsilcilerine "şarlatan" diye kü­für etti. Sanatçının depresif halleri gi­derek endişe verici boyutlara vardı­lar. 1969'un sonunda karısını terk ederek atölyesine taşındı ve burada bir dizi siyah/gri resimlere imza attı. 1970'in başında 66 yaşındaki sanatçı New York'taki atölyesinde canına kıydı.
Yüzyılın 100 Ressamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder