Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Tintoretto



Tintoretto
Tintoretto’nun meslek yaşamındaki en çarpıcı yan, popülerliğine, ününe eşlik eden alçakgönüllülüğü ve cömertliğidir. Veronese veya Tiziano kadar kültürlü olmamakla birlikte, entelektüel yaşamın hiç de yabancısı değildir: dostları arasında yazar Aretmo, besteci ve kuramcı Zarlino gibi isimler sayılabilir. Bazen yeteneğini sonuna kadar kullandığı çok sayıda portre çalışmasının yanı sıra, özelikle, Venedik’teki çeşitli hayır kurumları için dini konulu resimler gerçekleştirmiş olan sanatçının; hayatı eserlerinin hikâyesiyle iç içe geçmiştir.


Gençlik yılları

Orta halli bir aileden gelen Tintoretto anlaşıldığı kadarıyla ünlü ustalarından ders almıştır. Bazıları ilk önce Venedikli, Giritli ressamların yanında çalıştığını düşünürler; altın rengi ışık çarpmalarına ve belirgin ışık-gölge karşıtlıklarına olan düşkünlüğü bu eğitimin mirasıdır. Birkaç çağdaşının kendisine yakıştırdığı ünün ötesinde Tintoretto’nun oldukça sade bir yaşam sürdüğü sanılır.

Tintoretto’ya mal edilen ilk eser 1537 tarihli Girolamo Marcello ile Birlikte Kutsal Aile’dir. Günümüze ulaşabilen 150 kadar deseninde tanıklık ettiği gibi, Tintoretto, coşkuyla kopya ettiği Michelangelo’dan derinden etkilendi. Sanatçının açıklamaktan çekinmediği bu etkinin belli belirsiz anıları etütlerinde olduğu kadar resimlerinde de uzun süre varlığını koruyacaktı. 1537 tarihli Kutsal Aile, bu bakımdan, Tintoretto’nun gerçekleştirdiği yeni ve şaşırtıcı alıntı-şiirsel yaratı karışımının çarpıcı bir örneğini oluşturur. Tuvalin sol tarafına, Meryem’in arkasına yerleştirilmiş olan Aziz Hieronimus, hem kültürel bir referans, hem de eseri geleneksel olanın dışına çıkaran güçlü bir şiirsel varlıktır. 1540 tarihli Kutsal Aile’de ise Michelangelo’nun Medici Madonnası’ndan net bir biçimde esinlenmiş olan bir Çocuklu Meryem görülür.

Tintoretto’nun aynı tarihlerde Mantova’ya bir yolculuk yaptığı ve oradaki Te Sarayı’nda Giulio Romano’nun fresklerini keşfettiği söylenir; cüretkâr kısaltımlara yılankavi çizgilere ve ışığı arkaya alarak giriştiği ışık oyunlarına da (Viyana Müzesi’nde bulunan 1545 tarihli Eski Ahit’ten Altı Sahne’de bunlara rastlanır) bu sırada merak saldığı sanılır. Serlio’nun tiyatro mimarisiyle ilgili eseri ise kesinlikle bu tarihte yayımlanır. Tintoretto mekânsal buluşlarla ilgilenmeye devam eder. Perspektifli küçük dekorlar yapar; bunların içine ışık etkilerini daha iyi inceleyebilmek amacıyla mumla aydınlattığı balmumundan yapılmış insan figürleri yerleştirir. Bununla birlikte, sanatçı, bilinen ilk eserlerinden biri olan Bilginlerin Arasındaki İsa’da (1542) ulaştığı çözümü, Serlio’yu okuduktan sonra bir kenara bırakmayacak Meryem’in Tapınağa Götürülüşü’nde (1552) ve belli ölçülerde Pilatus’un önünde Duran İsa’da (1566-1567) aynı yola başvuracaktır.

Tintoretto, kişilerini kompozisyonu mimari yapı veya aktörlerin düzeniyle vurgulanan merkezi bir eksene göre yerleştirir; bu bakışı doğrudan tablonun merkezine yönelten bir alttan görüşle pekiştirilen son derece belirgin bir derinlik yaratır. Tiyatroya özgü bir şiirsellik, çif te aydınlatma, geniş ve hüküm olunmuş bir mekân, 1547- 1548’de Köle Mucizesi’yle iyice parlayan Tintoretto’nun ilk imzalı eserine damgasını vurur.



Ressam, ayrıntılarda ve simgelerde halkın dine derin bağlılığını çağrıştıran bir gerçekçilik taşıyan Ayak Yıkama’dan (1547) itibaren bizi soldan sağa doğru tablonun konusuna (Aziz Petrus’un ayaklarını yıkamaya hazırlanan İsa) yönelten beden hareketlerini kesin bir yalınlık ve neredeyse yavaş, rahat bir ritimle düzenler. Gölge ve ışık alanlarının paralel almaşması, mimarisi ve tekrenkliliği tiyatro sahnesini çağrıştıran bir fonda çözülür gider.

Olgunluk dönemi
Tintoretto, Scuo della Trinita için (sonradan yerini Santa Maria della Salute almıştır) konularını Tekvin’den alan beş tuval gerçekleştirir. Sanatçının günümüze ulaşmış olan en ünlü iki tuvali Kabil ve Habil ile İlk Günah’tır (1550-1553). Çıplak Adem ve Havva figürleri, heykeli andıran özelliklerinin ötesinde, ışığın altında canlanırlar, gölgelerin hafifçe biçimlendirdiği diri tenlerden çevreye bir dinginlik yayılır; ancak bu, manzaraya gölgesi vuran hikayenin sondeyişiyle bağdaşmayan bir dinginliktir.

Çıplak temasının Tintoretto’nun eserinde önemli bir yeri vardır. Kadın çıplaklar, aralarında Suzanna ve İhtiyarlar’ın da(1556) bulunduğu bir dizi tuvalde parlak biçimlerde boy gösterir. Bu eserde Veronese’nin etkisi (bu etki daha Eski Ahit’den Altı Salı ne’de bile hissedilir) belli olur, ama tablonun bütününü aydınlatan anıtsal çıplağı ele alış tarzı, Tintoretto’ya özgüdür. Anın seçimi (Suzanna hiçbir şeyden kuşkulanmamaktadır) ışığın arılığı, suyun berraklığı, yalın ve yapmacıksız hareketler doğayla derin bir uyum ve anlık imgesini çağrıştırır. Sudan ve camdan aynaların sessizliği, güllerden oluşan siperin koruyuculuğu, sahneye bir mahremiyet havası verir; biri, yargıçlık görevine ve yaşına yakış mayan bir tavırla sürünerek ilerleyen iki ihtiyarın davetsiz konukluğu bu havayı daha da elle tutulur hale getirir.

Tintoretto’nun bundan kısa bir süre önce gerçekleştirdiği Venüs, Cupido ve Vulcanus (1553) adlı tuval ise nüyü, pencerelerin renkli camlarından süzülerek geçen ve bütün sahneyi altın sarısıyla yıkayan bir ışığın, daha soluk parlaklığıyla işler; mizahi bir anlayışla ele alınmış olan sahnede Cupido uyuyormuş gibi yapar, Mars ise bir sandığın altına gizlenmiştir. Bolluk taşan iç mekanın teklif sizliği, mitolojik hikayenin saygınlığını azaltır.

Veronese’nin ve Tiziano’nun belirgin etkileri ne olursa olsun, Tintoretto’nun dehası kendine özgü evreninde serpilip gelişir. Duruşlar, organlardaki burkulmalar, karşı eğriler, Aziz Andreas ve Aziz Hieronimus’ta (1553) olduğu gibi popüler bir tinselliğin ve tuhaf bir gücün hizmetindedir.
Sanatçı bir yandan da Azize Maria Magdalena (1583-1587) veya aynı yıllarda yaptığı Mısır dan Kaçış’ta önemli yer tutacak olan manzara resmiyle ilgilenmeye başlar. Manzara ikincil bir
rolü olan bir dekor fonu olmaktan çıkarak içinde kişilerin yer aldığı anlamlı ve simgesel bir bütün durumuna gelir. Ufak Maria Magdalena 4,25 m yüksekliğindeki tuvalin altıda birinden fazlasını işgal etmez: tıpkı tümüyle okumaya verdiği dikkati gibi manzara tarafından emilmiş gibidir. Dünyadan uzaklaşmasının işareti olan keşiş kulübesi, kökleri aydınlık ve ışıltılı kaynağa dalan, yeşil dallan gökyüzüne doğru yükselen ağaç (bunlar azizenin özleminin simgeleridir) tuvalin esasını oluşturur. Tintoretto’nun bundan yirmi yıl kadar önce, 1560’a doğru gerçekleştirdiği Canavarı Öldüren Aziz Georgius adlı manzara çalışması daha o tarihte paralel köşegenlerden oluşan bir yapıya göre düzenlenmiş şiirsel bir düş gücüne sahiptir; aynı güç Tintoretto’nun İlk Günah’tan (1550-1558) Aziz Petrus’un Keşfi’ne (1555-1556) veya Merkür ve Üç Güzeller’e (1557-1578) kadar uzanan çeşidi eserlerinde mevcuttur.

Büyük siparişler
Tintoretto 1555 yılına kadar esas olarak Venedik kiliseleri için dini konulu tuvaller yapar. Bu tarihte Dukalar Sarayı’nın Büyük Konsey Salonu için büyük bir tuval hazırlamak üzere kendisine para ödenir (1562’de tamamlanacak olan bu tuval 1577’deki yangında yok olacaktır). Bu siparişler, Tintoretto’yu Venedikli resssamlar arasında birinci sıraya yerleştirecek olan bir dizi çalışmanın başlangıcını oluşturur. Sanatçı 1562’de Scuola di San Marco için Aziz Markos’un mucizeleri üstüne bir diziye başlar- Ertesi yıl Veronese’nin ve Sansovino’nun yanında San Marco Bazilikası’na mozaikçi seçmekle görevli bir jüride yer alır. Bu mozaikçilere bizzat resim taslakları sağlayacaktır.
1564’te, Tintoretto’nun kurnazlığını ve cüretini kullandığı bir yarışmanın sonucunda San Rocco Derneği, Albergo’nun salonu için sanatçının oval bir yağlıboya resmini kabul eder. Aziz Roch’un Şöleni adlı bu çalışmanın ardından Çarmıha Geriliş gelir. Aynı demek 1574’te Scuola’nın üst salonunun tavanı için yeni bir bezeme yaptırmaya karar verir. Tintoretto bunun üzerine tuhaf bir hayal gücüne sahip olan Tunçtan Yılanın Dikilmesi’ni gerçekleştirir; bu dizi Kayadan Su Fışkırtan Musa ve Kudrethelvasının Toplanması ile tamamlanacaktır. Tintoretto önemli bir atölyenin başında olmasına rağmen 1579’da, siparişine cevap bekleyen Mantova dükünü aylarca bekletir ve ertesi yıl doğduğu şehre giderek Gonzaga Çevrimi dizisini yerine yerleştirir. Daha sonra bir yandan Dukalar için çalışmayı sürdürürken İspanya kralı II. Felipe için Son Yargı’ yı gerçekleştirir.

Tintoretto’nun 1577-1578 arasında Dukalar Sarayı’nın kare biçimli atriumu için yaptığı dört tuval, sanatçının yaratıcı yeteneğinin ve sanatının özgün bir yanını ortaya koyar. Konularını mitolojiden alan bu tuvallerin yorumu konusunda hâlâ tartışma var dın Merkür ve Üç Güzeller, Merkür Tarafından Kovulan Mars, Bacchus ve Ariadne ve Vulcanus’un Demirhanesi adlı bu eserlerde, dört doğa öğesinin ve dört mevsimin 1578’deki sipariş belgesinde belirtilen ifadeyle örtüştüğü görülür: «Devletin birliği ve dirliği. İtalyan Rönesansı’nın Ortaçağ geleneğinden olduğu kadar Latince metinlerden de yararlanan çok güçlü bir Yeniplatoncu akım tarafından beslendiği bilinir; ama Tintoretto’nun dostu ve hayranı olan Aretino kendisini bu akıma kaptırmaz ve Michelangelo’nun Son Yargı’sıyla ilgili olarak şunları yazar: «Eğer Michelangelo resimlerinin yalnızca bir avuç bilgin tarafından anlaşılmasını arzu ediyorsa, bunları onlara bırakmak zorundayım, çünkü ben kesinlikle onlardan biri değilim.» Aretino, belirli bir topluluk üyelerinden başkasının anlayamayacağı bu kapalı, karanlık sanatı eleştirirken, hem pagan mitleri sığındığı yerden çıkarır hem de yaman bir hasım olarak karanlıkçılığın karşısına dikilir.

Tintoretto’nun incelmiş deseni, daha zengin ve daha yumuşak bir teknikle verdiği bedenlerin kösnülüğü, ışık dinamizmi, olgunluk evresine ulaşmış biçimsel bir anlayışa göre gelişen bir kompozisyona hizmet eder. Sanatçının l580’lerden itibaren çok sayıda yardımcısının olması, ustanın gerçek katkısının değerlendirilmesini güçleştirir: Cennet adlı eserin, Louvre Müzesi’nde bulunan sanatçıya ait modeli ile Dukalar Sarayı’ndaki benzer tuvalin karşılaştırılması, söz konusu sorunu gözler önüne serer.



Orta halli bir aileden gelen, dengi sanatçılar tarafından kabul edilen 1566’da Palladio, Salviati ve Tiziano ile birlikte Floransa Akademisi’ne seçilir. Tintoretto, uzun meslek yaşamı boyunca (l594’te, yetmiş altı yaşındayken ölür) zafere doymak bilmeyen meslektaşlarına karşı hep cömertçe davranmıştır. Hayatındaki her şey «yalnızlığa tutkun», «korkunç bir ressam» olduğu yolundaki kötü rivayeti yalanlar.Axis 2000
http://www.artcyclopedia.com/artists/tintoretto.html#similar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder