Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Turgut Zaim


Turgut Zaim Ve Resimde Anadolu Kırsal Kesim Belgeciliği…
Sezer Tansuğ
Türkiye’nin 1923’den bu yana, kentleşme olguları içinde önemli bir sanayileşme sürecine girdiğini görürüz. Fakat Anadolu ekonomik üretim gelenekleri bakımından tarım kesiminde ağır basan ilişkileri geliştirmek zorundaydı. Batının 19. yüzyıl sonunda Türkiye’nin sanayileşmesini engelleme çabaları da zaman zaman  bu zorunluğu arttırmıştır Türkiye’de “yörük” adı verilen göçebe gruplarsa hayvancılıkta kendilerine düşen ekonomik katkıyı yapıyor, fakat her zaman çetin hayat şartları içinde bulunuyorlardı. Bu göçerlerin iskân meselesi de bir iki yüzyıldan beri İstanbul hükümetlerinin programı içinde idi. İskân edilmek suretiyle bu toplulukların sıkı kontrol altında bulundurulacakları düşünülüyordu. Bu politika Cumhuriyet devrinde de izlendi ve bu yolda zaman zaman başarılı olundu. Müslüman Türk toplulukları olmakla birlikte, yörük Türkmenler belli bir ölçüde Asya gelenek ve inançlarını taşırlar ve üstün nitelikte dinamik bir ruh ve karakter yapıları vardır.


Dokumacılık, ağaç işleri ve benzeri fonksiyonel işlerde büyük hüner sahibidirler. Kadınlar koyun ve keçi gibi hayvanların yününden eğirdikleri iplikleri bitkisel kök boyalarıyla renklendirir ve hayranlık uyandıran el tezgahı ve örgü işleri yaparlar.


Türkiye’de gerek yerleşik köylü, gerek göçer tipte toplulukların folklor sanatlarına karşı Türk aydınları arasında büyük bir ilgi vardır. Cumhuriyet’in erken dönemlerinde birer kültür ocağı olarak etkinlik gösteren Halkevlerinde, özellikle Anadolu halk sanat ve kültürü araştırmalarında başarı gösterilmiştir. Anadolu’nun çağdaş uygarlığa geçirilmesi, Ankara’daki Cumhuriyet hükümetlerinde belli bir eğitim, sanat ve kültür politikası olarak benimsenegelmiştir. Köy el işleri ve nakışları, dinsel kökenli halk musikisi ve dansları, Anadolu ev mimarisi dünya ölçüsünde ilgi çekici birer kaynaktır.


Yazar ve şairler, musiki alanında kompozitörler, mimar ve ressamlar bu kaynağa, özellikle 1960’lara kadar yoğun bir eğilim duymuşlardır. Cumhuriyet devrinde kent ve köy arasındaki tezatların - artması oranında, kentli ressamlar, Cumhuriyet devletinin sanat ve kültür politikasının önemli bir yanını benimseyerek köy teması üzerinde çok durmuşlardır.
Bu arada İstanbul’da doğup büyüyen ve Sanayi-i Nefise’den mezun olup, bazı deneyimlerden sonra Ankara’ya yerleştiği 1940 öncesinden ölümüne değin, bir daha başkentten hiç ayrılmayan Turgut Zaim, belgeci bir kesinlik, sıcak bir içtenlik ve duyarlığını yitirmeyen bir süreklilik ve tutarlılıkla Anadolu köylü ve göçer yaşamından sahneleri, resminde büyük bir başarı ile uygulamıştır.

Turgut Zaim, Paris’te çok kısa süren deneyimi sırasında, bunun Türk sanatçısına fazla bir yarar sağlamayacağına inanmış ve bu kentten çarçabuk yurda dönmüştür. Eski orta oyunu gibi tarihsel seyirlik türü konulara da ilgi duyuyor ve sanatında Türk minyatür resminin, geometrik kompozisyon ve şematik figür esprisinden hareketi tercih ediyordu. Turgut Zaim, üslup karakteriyle geleneksel biçim iradesine bağlılığı yeğlemiş ve buna nitelikçe çağdaş bir anlam da verebilmiştir. Bazı aydın kesimlerde zaman zaman modalaşan, bayağılaşan folklor sevgisi, T. Zaim’de her zaman taze, yeni ve özentisiz bir duyarlık kaynağı olarak kalmıştır. Ankara, Devlet Tiyatrosu’nun dekoratörü olarak hayatını sürdürmüş olan sanatçının yapıtlarında resim dekorunun bir çeşit sahne fikri olarak karşımıza çıkması ilginçtir.

Turgut Zaim, Cumhuriyet dönemi Türk resim sanatının en dikkat çekici şahsiyetlerinden biri olmasını, resmi bir onur sorunu yapmasına borçludur. Sert mizacı ile ödün vermezliği özellikle hatırlanmaya değer. Turgut Zaim’in de içinde yer aldığı bir kitabımızda (Beş Gerçekçi Türk Ressam,) saygıdeğer ressamlardan birkaçını, “yorum denemelerini Türk sanatçıları için başlatan” bir duyuşla ele aldığımız bilinir. Bu grup ressamlara karşı, avantgarde iddialı bir resim öğretmeninin aşırı cephe olarak, öğrencilerine “işte kötü resim örnekleri” diye bu sanatçıların yapıtlarını, nezaket dışı bir tutumla göstermekte olduğu, kulağımıza çalındı. Pek hayra alamet değildir.
Gösteri Dergisi





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder